D vitamininin kaynağı üzerine güneşli görüşler..
Sivas Numune Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. İbrahim Karaduman, D vitamini alımı konusunda açıklamalarda bulundu.
11 Haziran 2023 - 15:16

D vitamini, üzerinde sıkça görüş belirtilen, uyarılar yapılan, yol gösterilen vitaminlerden biri, belki de birincisi.

Halk arasında yaygın görüş, D vitamini kaynağının güneş olduğu üzerine.

Konu ile ilgili görüş sahibi pek çok kişinin yazılarında verdiği, güneş ışınlarının hangi saatlerde ve kaç dakika süreyle alındığında D vitamini açısından yeterli kaynak olacağına dair çeşitli bilgileri okuyageldik günümüze kadar.

Güneşin olmadığı aylarda veya ileri yaştakiler için veya özel durumların yarattığı ihtiyaç halinde ise ilk akla gelen, çeşitli formlardaki balık temelli ürünler oldu. Balıkyağı şurupları, hapları ve şimdilerde spreyler.

Aslında sıradan bir okuyucu için cevabı aranan soru şu oldu her zaman:

Güneşe çıkmayı ihmal etmeden, ortalama makul bir beslenme düzeyi ile vücudun sağlıklı kalmasını sağlayacak D vitamini alınabilir mi, alınamaz mı?

D vitamini kaynağı olarak güneş… ama nasıl?

Sivas Numune Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. İbrahim Karaduman’ın, özellikle D vitamini kaynağı olarak güneş ışınlarının önemi konusundaki görüşlerini DHA ile paylaştı.

Dr. Karaduman DHA’ya yaptığı açıklamasına şöyle başlıyor;

"Normalde D vitaminin bilimsel kanıta dayalı neden sonuç ilişkisinin kurulduğu tek bir şey var, o da kırık riskinin engellenmesi. Ama yapılan çalışmalar ve gözlemsel çalışmalar şunu göstermiş ki, D vitamini eksik olan kişilerde kolon kanseri başta olmak üzere, meme kanseri, prostat kanseri, bağışıklık sisteminin baskılanması, üst solunum yolu enfeksiyonlarının sık görülmesi ki son iki yılda korona gibi bir pandemi geçirdik. Koronavirüs D vitamini eksik kişilerde daha fazla görüldü. Onun haricinde şeker hastalığı, demans, alzheimer gibi hastalıklara, kalp hastalıklarına neden olma ihtimalinin arttığı görebiliyoruz.”

Doz var, bir de toksik doz var..

Her ne kadar ‘Koronavirüs, D vitamini eksik kişilerde daha fazla görüldü.’ cümlesine kaynak olan araştırmayı merak etmiş olsak da, anlıyoruz ki D vitamini doğru düzgün alınmadığında, ilerdeki duraklarda bizi bekleyenler hiç hoş değil.

Dr. Karaduman açıklamasına aşırı vitaminlemenin olası sonuçları ile devam ediyor:

“Aslında D vitamini bunlara baktığımız zaman tek bir kemik koruyuculuğundan ziyade diğer organlarda da etki ettiği ve ileri çalışmaların gerektiği görülüyor. Yani belki bundan bir 5 yıl sonra veya 2-3 yıl sonra bu çalışmalar daha detaylı olduğunda biz burada D vitamini herkese vermeliyiz. Çünkü 'kanserden koruyor' gibi iddialı bir cümle de kurabiliriz. Ama yine de 'Ben o zaman bunu sürekli alayım' gibi bir düşünce olmamalı.

Bunun dozajları var. Toksik doz dediğimiz dozlara çıktığı zamanda ters etki yaparak hem kırık riskini artırıp hem de sağlığın bozulmasına neden olabiliyor."

“Bunu çok önermiyoruz..”

D vitamininin aslında Steroid yapılı bir hormon olduğunu ve vücudumuzda üretildiğini söylüyor Dr. Karaduman. Vaktizamanında vitamin şeklinde tanımlandığı için ismi vitamin olarak kalmış. Normalde vücudumuzun üretmiş olduğu bir hormon.

D vitamininin diğer vitaminlerden ayrılma sebebini de şöyle açıklıyor:

“D vitamininin yüzde 10- 20’lik bir kısmı besinlerle emilirken, yüzde 80-90’lık bir kısmı güneş ışınlarından derimiz tarafından sentezlenmektedir. Ama bu sentezlenme için de güneş ışınlarının belli bir açıyla gelmesi lazım. Ülkemiz için bu açı mayıs ve kasım ayı arası, saat 10.00 ile 15.00 sıralarında gelebilmektedir.

Ama şöyle de bir handikapı var. Hiçbir doktor bu aylarda, bu saatlerde güneşe çıkmanızı ve doğrudan güneşle temas etmenizi önermez. Çünkü cilt kanseri riskini artırıyor. D vitamini alırken cilt kanseri olma riskini de almak çok mantıklı olmadığı için önermeyiz. Daha çok bu tarz hastalarda besin yoluyla D vitamini alımını daha çok öneriyoruz. Her ne kadar güneşten alınıyor olsa da bunu çok önermiyoruz"

İşte konu burada daha da önem kazanıyor. “Her ne kadar güneşten alınıyor olsa da bunu çok önermiyoruz” cümlesi önemli. Yaygın inancın biraz dışında duruyor gibi.

D vitamini güneş ilişkisinde, bu kadar net bir önerme ya da cümle içinde kullanımına bakarak önermeme haline sık rastlamıyoruz.

Yumurta/somon hesabı..

Dr. Karaduman D vitamininin günlük dozuyla ilgili de şu bilgileri veriyor:

"Dünya Sağlık Örgütü ve diğer tüm bu konuyla ilgilenen derneklerin hepsinin şöyle bir önerisi var. Kemik sağlığını korumak için günde 600-800 ünite D vitamini almamız lazım.

Peki, D vitaminini güneşten alamıyoruz. Mesela bir yumurtada 20 ünite D vitamini var. O zaman benim günlük 600 ünite almam için 30 yumurta yemem lazım.

Veya 300 gram somondaki D vitamini olan besinler. Somonda 300 ünite D vitamini var. O zaman benim 600 gram günlük somon yemem lazım. Bu çok mümkün değil açıkçası.

Bu durumda bizim, bunu tablet formlarıyla desteklememiz gerekiyor. D vitamini taraması yapılmaksızın her bireye en az bir 600-800 ünite D vitamini sağlayacak kadar dışarıdan tablet formuyla veya damla formuyla D vitamini replasyonu yapmamız lazım.

D vitaminim düşük mü, değil mi diye bakmadan bile bunu kişinin alıp kullanmasında hiçbir zarar yok.

İlk önce vücuttaki depoları doldurmamız, sonra onların düşmesini engellemek için sabit tutarak tedavi vermemiz lazım."

Bu noktada başlarda kullandığımız bir soru cümlesini tekrarlamak ve belki de tartışmak gerekiyor.

“Güneşe çıkmayı ihmal etmeden, ortalama makul bir beslenme düzeyi ile vücudun sağlıklı kalmasını sağlayacak D vitamini alınabilir mi, alınamaz mı?”

Kaynak için tıklayınız

Bu haberleri de okumak isteyebilirsiniz :
Manşetten

Bu sayfadaki yazıların tüm hakları ilackonusu.com.tr'ye aittir.

"www.ilackonusu.com.tr" biçiminde açık kaynak gösterilmek kaydıyla (link verilerek) içerik kullanılabilir.

Açık kaynak göstermeden (link vermeden) yapılan alıntılar için yasal takip yapılacaktır.